Moved Permanently

Kavşaklarda ambulans, polis, itfaiye ve resmi plakalı araçların geçiş üstünlüğü acil olması durumunda olabiliyor. 
Böyle biliyorum. 
2004 yılında çıkan bir trafik düzenlemesinde motosikletlilerin geçiş önceliği tanınmış!
Eyvallah.
En büyük tartışma! 
Motosikletler yavaş veya duran trafikte araçların arasından seyir yapabilir mi yapamaz mı? Sorusuna, cevaben; Evet , deniyor.
Türkiye ve dünyadaki uygulamaya göre yapabilir. 
( Bunu düzenleyen bir kanun yoktur ama bu şekilde uygulanıyor )
Kafa karışıklığı olmasın, yeniden sıralamaya göre…
Geçiş Üstünlüğü Olan Araçlar
Acil bir siren sesi duyduğunuz da hangi aracın önce geçeceğini bilmek, saniyeler içinde doğru manevra yapmanızı sağlar. Kanuni sıraya göre geçiş üstünlüğü şu şekildedir:
Ambulanslar ve diğer acil sağlık araçları
İtfaiye Araçları (yangın ve kurtarma görevinde)
Polis ve Jandarma Araçları (acil görev hâlinde)
Afet ve Acil Durum Ekipleri (AFAD, UMKE vb.)
Sivil Savunma Konvoyları
Koruma Konvoyundaki Devlet Protokol Araçları
Bu araçların mavi veya kırmızı tepe lambaları yanıp sönüyorsa ve sirenleri açıksa, diğer tüm sürücüler emniyetli biçimde sağ şeride çekilerek koridor oluşturmakla yükümlüdür.
***
Buraya kadar iyi güzel, kimsenin bir sözü olamaz.
Emir demiri keser.
Kanun öyle diyorsa uymak zorundayız.
Gerçekten millet olarak kanunlara uyuyor muyuz?
Türkiye olarak gerçekten trafikte seyreden araç yükü artıyor, yeterli alt yapıya sahip miyiz?
Sokaklarımız dar, kaldırımlar işgal altındayken, bu uygulama nasıl olacak? 
Her insan tehlike altında.

Geçen ay Fatoş Tekbaş kendi köşesinde yazdı. 
Bir kaldırım düşünün, trafikte araç yoğunluğu var, insanlar güvenli olarak kaldırımlara yöneliyor.
Kaldırımlar işgal altında, ya bir esnaf iki tezgahını koymuş, ya sandalyesini atmış, veya aracını, hatta motosikletini park etmiş. Ayrıca kendi dükkanın önüne denk geldiği için, biraz yükselti ekleyivermiş. 
Trafikte araç yoğunluğu olduğu içinde, maalesef bisiklet, motosiklet ve scoter hiç düşünmeden kaldırıma çıkabiliyor, kaldırımda yürüyen insanların arasından hızla geçebiliyor.
Birden irkiliyorsunuz, alışmanız gereken şeye, alışamıyorsunuz, her seferinde irkiliyorsunuz. 
Son yıllarda araç sayısının birkaç katı motosiklet ve elektrikli bisiklet artışı var. Ama alt yapı yok, motosiklet kavşakta ışıkları takmadan başkalarının hayatını tehlikeye atarak geçişlerini yapabiliyor. 
Her kavşakta mutlaka bir mobese kamerası var, ama kim izliyor.
İzlesinler neler görecekler? 
Ülkemizde insana değer verilmiyor.
Alt yapı yok, ama trafikte araç yoğunluğu bir şekilde felç!
Size kısa bir örnek vererek, yazımı sonlandırmak istiyorum.

JAPONYA!
Japonya’da şöyle bir uygulama varmış. 
Biliyorsunuz 2024 yılı nüfusu 125 milyon.
Siz japonsunuz, araç alacaksınız, baş vuruyorsunuz.
Sizden şöyle bir belge istiyorlar.
“Aracınızı nereye park edeceksin?”
Sokağa mı, evinin önüne mi, otoparka mı, herhangi bir yere mi? Diye soruyor. Buradan yapabilir belge götürüyorsun, onlarda “Evet park yapabilir” diyen belgeyi aldığı zaman araç satışı yapılıyormuş.
Eğer park yapacak yer bulamazsa, araç sevdasından vazgeçiyor. 
Ülkemizde park yüzünden bugüne kadar binlerce insan yaşamını yitirdi.
Japonya da ki bu uygulama keşke ülkemize de gelse.
Araçları üreten firmalar “Satış yapalım, nereye park ederlerse etsinler” bize ney havasındalar.

ADANA EMNİYETİ ÇALIŞIYOR!
Adana Emniyet’i gerçekten çalışıyor, yaptığı operasyonlarla göz dolduruyorlar. Madde bağımlılara mücadele, trafik kontrolünü dronla yapıyor. Keşke kaldırımları da kontrol etseler. Kesinlikle kaldırımlar eşit değil ve işgal altında. 
Adana hep Kaybediyor, trafik arap saçı, özellikle sabah erken saatleri ve akşam eve dönerken trafik resmen kilitleniyor. Sanki İstanbul’dasınız.
Adana trafiğini rahatlatmak için, bu şehre bir link hattı gerekiyor. Aksi tıkanmalar artarak devam edecek gibi görünüyor.